Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Makale MUHABBET-SOHBET

osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
İyimser İnsanların 12 Ortak Özelliği
Yaşam kendi içinde olumlu ve olumsuz düşünceleri her zaman barındırır. Önemli olan bu noktada bir duruşa sahip olabilmektir. Kimi insanlar yaşamları boyunca pozitif ve iyimser biri olarak kalmayı başarırlar. Dünya esasen bunu başarmak için pek de uygun bir yer sayılmaz.



Bu tip insanların bu iyimserlik düzeylerini tüm yaşamlarına nasıl yayabildikleri, şaşılası bir durum olarak görülmüştür. İyimser insanlar tüm negatif durumlara rağmen hızlı bir şekilde toparlanmayı bilirler. İyimser insanların genel anlamda daha sağlıklı kaldıkları bilinir. Sizler için iyimser kişileri diğer insanlardan ayıran önemli özellikleri ön plana çıkarmaya çalıştık. Belki bu özellikler sizinle de örtüşür, ne dersiniz?


1. Başarısızlık Onlar İçin Bir Tür Deneyim Gibi Algılanır


Başarısızlık belki de çoğumuz için bir travmadır. Bu travma yaşamımızın sonuna dek bizi bırakmaz. Çünkü bizi bir ölçüde başarabildiklerimiz ayakta tutar ve motive eder. Yapamadıklarımız, eksik bıraktıklarımız ise bizi negatifliğe iter. Oysa başarısızlıklar iyimser insanların öz güvenlerinde hiçbir eksilme yaratmıyor. Mesela kilo vermeye çalıştıklarında bunu başaramamışlarsa bunu bir deneyim olarak değerlendirmek isterler. Bir kursa katılıp başarısız olduklarında, bir iş başvurusunda seçilemediklerinde, okuldan mezun olamadıklarında bunu çok fazla dert etmezler. Bardağın dolu tarafından bakmayı isterler. Pek çoğumuz gibi moral bozmak yerine bu deneyimin olumlu taraflarına odaklanmak ve bunları düşünmek isterler. Dimdik dururlar ve kendileriyle barışık bir halde yapıcı eleştiriler beklerler. Kendilerini toparlayıp hemen yeni bir planlama geliştirirler. Yaptıkları işe asla küsüp bırakmazlar.

2. Her Olay ya da Durum Karşısında Şükredecek Bir Yer Bulabilirler


Onlar en büyük kabuslardan bile mutlu ayrılabilirler. İyimser düşünmek bir yaklaşım biçimidir ve yaşamın geneline yayılır. Günlük yaşamları minnet duygusu üzerine kuruludur. En ters senaryolarda dahi bu minnet etme hali onları rahatlatır. Şu an bu kadar büyük bir sorun yaşadım ama genel anlamda böyle böyle şeylerden dolayı çok şanslıyım derler. Zaten yapılan araştırmalar bireylerin yetinme ve minnet duygularının sağlık üzerinde önemli faydalara sahip olduğunu gösterir.

3. Olayların Olumlu Yönlerine Bakarlar


Kötü bir durumla karşılaştıklarında bunun küçük de olsa olumlu bir tarafının olduğunu bilirler ve bunu deşerler. Nitekim onu kazıya kazıya da olsa bir şekilde bulurlar. Bir cezayla karşı karşıya geldiklerinde cezadan dolayı kendilerini kötü hissetmek yerine, bu ceza sayesinde nelerin önüne geçilebildiğini, belki de birilerinin canının kurtardığını düşünür. Bu şekilde rahatlar ve yoluna devam eder.

4. Etraflarına Pozitif Bakan Kişileri Alırlar


Aslında negatiflik de pozitiflik de viral etkisi yüksek bir durum. Bunu en iyi bilenler de kesinlikle iyimser insanlardır. Kendileri gibi etraflarındaki insanların da tam da bu yüzden hayata pozitif açıdan bakmalarını isterler. Onları baltalayan, negatif enerjileriyle iten insanları uzak tutarlar. Çünkü bunun bir zaman sonra kendilerine de zarar veren bir tutum olduğunu çok iyi bilirler. Genelde bunun pek farkında olmayız ama etrafımızdaki iyimser insanlar bizim de iyi hissetmemizi sağlar. Bu durum kötümser insanlar için de geçerlidir. Yeri gelmişken bir insanın iyimser olması onun iyi, kötümser olması ise onun kötü bir birey olduğu anlamına gelmez. Bunlar olaylara ya da durumlara olan yaklaşım biçimleriyle açıklanabilecek bir olgu olarak değerlendirilebilir.



5. Olumsuz Düşünce Biçimlerini Çok Kolay Terk Ederler


İyimser insanlar olumlu olmayan duygu ya da düşünceleri kolayca arkada bırakır. Bazı insanlar düşüncelerine körü körüne bağlı ve fanatiktir. Bu tip insanların asla böyle bir tutumu söz konusu değildir. Kimseye karşı uzunca süre kötü düşünmezler. Onlarla ömür boyu küs kalamazlar. Barışçıldırlar. Kinci ve kibirli olmaktan uzaktırlar. Olumsuz düşüncelerle kolayca baş edebildikleri için kendilerini çoğu zaman mutlu hissederler. Bu durum onların aynı zamanda kolay kolay sağlık problemleri yaşamamalarına da neden olur.

6. Kendilerine Karşı Saygılı Davranırlar


Yapılan araştırmalar olumlu bir yaşam tarzının insanın kendine duyduğu saygıdan geçtiğini gösteriyor. Bu aynı zamanda sağlıklı arkadaşlık ilişkilerinin ilk adımıdır. Bu tarz insanlar kendilerine duydukları saygıdan dolayı başka insanlar karşısında kendilerini aşağılık hissetmezler, komplekse ya da kıskançlık duygusuna kapılmazlar. Öz saygı iyimserliklerini besler. Kendilerine olan güvenleri ve saygıları kötü düşünmelerini engeller. Endişe ettikleri ya da korktukları bir durum yoktur.

7. Anları Yaşarlar


Stresli insanlar genelde anı yaşamaktan uzaktırlar. Hep geçmişte yaşanan ve travmatik etkiler bırakan izlere takılı kalırlar. Oysa pozitif insanlarda bu durum bu şekilde tezahür etmez. Onlar her zaman anları yaşamaktan yana tavır alırlar. Boş yere geçmişe takılıp stres yüküyle karşılaşmak istemezler. Kişi anı yaşayabildiği ölçüde mutlu ve sağlıklı kalır. Yoksa geçmiş, zaten pek çok acıyla, olumsuz olaylarla dolu. Ama bir yandan da geçmiş mutlu anlarla da dolu. Zihin geçmişle ilgili olarak, olumsuz şeyleri hatırlamaya daha uygun. Bu nedenle geçmişe takılmak yerine bugünü izlemeyi tercih etmek gerekiyor.




8. Hayatta İnişler Çıkışlar Vardır, Bunu Bilirler


İyimser insanlar hayatın belli bir çizgide ilerlemediğini bilirler. Bu nedenle bir olumsuzlukla karşılaştıklarında hayatlarının en büyük şokunu ya da travmasını yaşamazlar. Bu zaten olağan ve beklenebilecek bir durumdur. Buna kafa olarak hazırdırlar. Çıkışlar kadar inişlerin de hayatın bir gerçeği olduğunu bilir ve ona göre davranırlar.

9. Tüm Fikirlere Açıktırlar


Hayata olumlu yönden bakan insanlar genel anlamda, farklı fikirlere açıktırlar. İyimser bireyler resmin bütününe bakmayı bilirler. Hayata at gözlüğüyle bakmak gibi bir huyları yoktur. Hayatta iyi fikirleri sınırlayan engeller her zaman vardır ve var olmaya da devam edecektir. Değişimi gerçekleştirmek için bizi sınırlayan bu düşünsel kalıplarından kurtulmaktır.

10. Fırsatları İyi Değerlendirirler


İyimser insanları bu kadar özel kılan niteliklerinden biri de fırsatları iyi kullanabilmeleridir. Normalde herhangi biri için cazip olmayan bir teklif, iyimser insanlar için çok daha cazip gelebilir. Çünkü onlar kısa değil uzun vadede düşünmeyi seçerler ve buna göre hareket ederler. Bir iş teklifi geldiği zaman onun ileride nereye evirileceğini çok iyi ön görürler, kısa vadedeki zorluklara takılmaz. Pek çok insan bu zorluklara takılı kaldığı için gelen tekliflere olumsuz yaklaşabilir. İyimserler, olumlu öngörüleriyle fark yaratmayı becerirler.



11. Sahip Oldukları Her Şey Takdir Konusudur


Genelde sahip olamadığımız şeylere gıptayla bakarız ve onlara sahip olamadığımız için içerleniriz. Oysa iyimser insanlarda bu durum hiçbir zaman bu durum bu şekilde tezahür etmez. Elbette onların da talepleri ve istekleri olacaktır; ancak sahip olamadıklarına üzülüp takılmaktan öte sahip olduklarına yüzlerini çevirirler. Bu durum bizi daha huzurlu ve sakin kılar. Sahip olunan şeyleri korumak, onları muhafaza etmek daha değerli gelir. Bu onun için bir takdir konusudur. Reklam sektörünün pompaladığı tüketim çılgınlığına kendilerini kaptırmazlar. İhtiyaç gibi dayatılan şeylere sahip olamamak bu nedenle bir probleme dönüşmez. Bir nevi bu algı tuzağına düşmez.

12. Bahane Üretmek Yerine Kolları Sıvarlar


Çoğu insan iş başa geldiğinde geri adım atar. O işin zorluklarını öne sürüp herkesi işten uzaklaştırır. Oysa bazı işleri başarmak olumlu düşüncenin varlığıyla ve sinerjiyle mümkün. İyimser insanların kendileriyle çeliştiklerini pek rastlayamazsınız. Onlar bir konuda kolları sıvamaya başladıkları an, bahaneler üretmez. Olumlu yaklaşarak ekibi ayakta tutar, herkesi motive eder. İşten kaçmaz, sonucun her zaman çok iyi olacağına inanır ve bunu da herkese inandırır.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
İnsanların Kişiliğini Ses tonundan tanıyabilmeniz için 13 Madde
Ses tonu deyip geçmeyin, ses tonunuz karakter yapınızla ilgili olarak pek çok done veriyor. Belli ses tonlarının bazı karakter tipleriyle büyük ölçüde örtüştüğüne bu yazımızı okuduktan sonra sizler de katılacaksınız. Ses tonu ve karakterler arasındaki ilişkilere gelin birlikte göz atalım.

1. Girişken İnsanların Ses Tonu


Sesinizi duyan bir uzman sizin fiziksel ya da manevi özellikleriniz hakkında bir fikir sunabilir. Örneğin dışa dönük biri olup olmadığınız ses tonunuz üzerinden anlaşılabilir. Yapılan araştırmalar girişken insanların çok daha yüksek bir ses tonuyla konuştuğunu, içine kapanık olan insanların ise yavaş bir tonla konuştuğunu gösteriyor.


2. Güvenilir Biri misinizi?


Sesinize bakarak ne kadar güvenilir biri olup olmadığınız hakkında çeşitli öngörülerde bulunmak mümkün. Bu konuda özel bir çalışma yapıldı ve katılımcılardan “merhaba” kelimesini söylemeleri istendi. Çalışma sonunda tam 64 ayrı ton elde edildi. Bu tonlar deneklere dinletildi. Denekler merhaba kelimesini daha net ve daha yüksek söyleyen insanların daha güvenilir olduğunu belirtti. Denekler, kelimeyi düşük bir tonla söyleyen kişilerin ise hem kendilerine karşı güvensiz olduğunu hem de genel anlamda güven vermediğini belirttiler.

3. Sesin Boyun Hakkında Ne Söylüyor?


Sesinize bakarak ne denli uzun biri olup olmadığınızı anlayabiliriz. Bu konuda bugüne dek sayısız çalışma yapılmıştır. Bir çalışmada örneğin farklı boylara sahip olan kişilerin sesleri kaydedildi ve deneklere dinletildi. Denekler dinledikleri seslere göre büyük ölçüde boy sıralamasını doğru bir şekilde gerçekleştirdi. Çalışmada sesleri kaydedilen 5 kişi arasında en uzun olanı tespit etme oranı %62 düzeyinde çıktı. İnsanlar genelde uzun boylu insanların kalın ve yok bir sese sahip olduğunu düşünüyor.

4. Doğurganlık Durumu


Sesiniz aynı zamanda doğurganlık düzeyiniz hakkında da pek çok şey söylüyor. Yumurtlama dönemlerinde adet dönemlerine kıyasla kadınların sesleri daha yüksek çıkabiliyor. Bu teori, da 69 kadının katıldığı bir çalışmayla desteklendi.

5. Ses Tonunuz, Güç ve Kuvvet Durumunuzu Yansıtır


Ses tonunuz ile gücünüz arasında yakın bir ilişki söz konusudur. Özellikle ses tonunuzdan yola çıkarak fiziksek anlamda ne kadar kuvvetli biri olup olmadığınız tahmin edilebilir. Güçlü olan erkeklerin çoğunlukla sesleri kalın ve derin oluyor.



6. Parkinson Hastalığı


Parkinson hastalarının ses tonunda pek çok ortaklık söz konusu. Özellikle ses tonundaki anlık düşüşler ve yükselişler bu hastalığa işaret eder. Örneğin konuşmanın başlangıç aşamasında konuşma yavaşsa, ses tonu giderek daha da düşüyor ve nihayetinde titremeler netleşiyor.

7. Profesyonel Kariyer


Bu başlığa özel bir yer açmamız gerekiyor. Çünkü ses tonunuzla profesyonel kariyeriniz arasında çok güvenilir bir bağ var. Hatta yapılan araştırmalar kariyerimizi bir ölçüde şekillendiren şeylerden birinin ses tonumuz olduğunu gösteriyor. Ses tonu titrek olan, akıcı konuşma problemi yaşayan insanların işe alınma olasılıkları daha düşüktür. Çünkü bu tip insanlar iş görüşmelerinde pek güve vermezler. Bu durum bilhassa kadınlar için daha bağlayıcıdır. Eğer çalışacağınız iş özellikle de müşteri ilişkilerine dayalıysa o zaman bu tip detaylar çok daha belirleyici olabiliyor. Satış pazarlama departmanlarında doğru ve etkili iletişim, belirleyici faktörlerin başında gelir. Nihayetinde her tonlama farklı farklı anlamlar ve etkiler yaratır. Tonlamayı doğru şekilde ayarlayan kişiler cümle içinde neyi vurgulamak istiyorlarsa onu vurgularlar. Tabi tonlama ve kelime dağarcığınızı bir de vücut dilinizle birleştirdiğinizde sizi genel anlamda parlak bir kariyer bekleyecektir. İşe alım süreçlerinde teknik detaylar kadar bu tip detaylara da odaklanıldığını unutmayın.

8. Hangi Ses Tonu Daha Seksi


Ses tonunuz büyük ölçüde öz güveninizi yansıtır. Öz güven sizi seksi kılar. Genelde tok ve derin bir sese sahip olan kişiler, ne istediklerini bildikleri duygusunu uyandırırlar. Bu insanlar çevrelerine daha kolay güven verir. Sesleri titremez, es vermeden akıcı şekilde konuşurlar. Konuşmaları hayranlık uyandırır. Yüreklerinden ve samimi konuştukları belli olur. Pes ve şevkli ses tonlarını bu kapsamda değerlendirebiliriz.



9. Aşırı Alçak Sese Dikkat


Çok düşük ses tonuyla konuşan insanlara bir nebze şüpheyle bakmak gerekir. Bu genelde onlar için bir güç oyunu aracıdır. Kendilerinin ne denli zayıf ve masum olduğunu size kanıtlamaya çalışırlar. Kısa bir zaman sonra işler istedikleri gibi gitmediğinde ses tonlarının hemen nasıl değişeceğini göreceksiniz.

10. Aşırı Yüksek Ses Gösterişe İşaret


Ses tonu daima yüksek olan insanlar çoğunlukla kibirli ve gösteriş meraklısı olurlar. Her şeyi kontrol etmekten büyük zevk alırlar. Aynı zamanda bencildirler ve kendilerine odaklıdırlar. Ekip çalışmalarında genelde sevilmeyen figür olarak yer alır. Özünde kendilerine olan güvenlerinde ciddi bir eksiklik vardır. Düşmanlık duygularına çok açık ve sosyal farkındalıkları zayıf kişilerdir.

11. Telaşlı Tonlar


Konuşurken dünyanın en basit ve en sıradan konularını bile büyük bir abartı ve panik duygusuyla aktaran kişilerdir. Bu kişiler ne yazık ki otoriteye bağlıdır. Ayrıca ilginin her zaman odağında yer almak isterler. Eğer konuşmanın ortasında konuyu kendinize çekerseniz ustalıkla konuyu yeniden kendi tarafına çekmeyi başaracaktır. Sizi genelde konuşmanın bir aracı olarak görür. O yüzden telaşlı tonlardan biraz uzak durmak gerekiyor.



12. Çenesini Kıpırdatmadan Konuşanlar


Bu tip robotik kişilerin karakter yapıları tam olarak ses tonlarına da yansır. Genelde genizden konuşuyor gibidirler. Çenelerinde neredeyse hiçbir kıpırdama olmadan konuşmayı sürdürürler. Bu kişilerde bastırılmış bir öfke söz konusudur. İnsanlara karşı yargılayıcı olmaya eğilimlidirler.

13. Sevimli Ses Tonları


Bu sevimli tonlar sizi aldatmasın. Çünkü genelde bu tip tonlarda konuşan insanlar omurgasız olabiliyor. Sağlam bir duruşu ve tavrı olmayan bu kişiler, ikili oynamaya çok açıktırlar. Size bir şey anlattığında çaktırmadan esasen başka bir şeyi empoze etmeye çalışır. Konuşmalarda hep bir tutarsızlık vardır ve bunu fark etmek pek zamanınızı almayacaktır.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Sinsi İnsanların En Belirgin 11 Özelliği
Sinsi insanların ortak özeliklerini sıralamadan önce bu kavramın ne olduğunu kısaca hatırlayalım. Sinsi genelde gerçek düşüncelerini, gerçek planlarını, gerçek eylemlerini sıkı bir şekilde saklayan; ancak zehrini ne zaman boşaltacağı hiç belli olmayan, bir nevi karda yürüyen ama izini asla belli etmeyen kişilerdir.



Genelde çok iyi rol yaptıkları için onları bir gün açık ettiğinizde ya da kendi orijinal karakterlerini sunduklarında yaşadığımız hayal kırıklığı çok büyük ve yıkıcı olabilir. Sinsi insanlar genelde uzaklarda değil çok yakınımızdadır. Kimbilir, belki siz de bu listeden sonra etrafınızda yer alan potansiyel sinsilere dair güçlü öngörülerde bulunabilirsiniz. Bu ısınma turundan sonra şimdi isterseniz gelin sinsi insanların en belirgin özelliklerine hep birlikte göz atalım.


1. Yeni Tanıştıklarına Karşı Sıcak Yaklaşırlar


Sinsi insanlar yeni tanıştıkları insanlara karşı samimi tavırlar sergilerler. Onlara karşı önce gülen yüzlerini sunarlar. En başta kendileriyle samimiyet kurmalarını beklerler. Bu durum karşı tarafa elbette belli bir güven verir. Bu tip kişiler genel normlardan bihaber değildirler. Bu nedenle karşısındaki insanı tartıp ona göre uygun davranışlar sergileyebilirler. Kibar tavırlarla karşı tarafın hem güvenini hem de dostluğunu kazanmak pek zor olmaz.

2. Kolay Sinirlenmezler


Sinsi insanları kolay kolay sinirlenirken göremezsiniz. Bu onların en tipik özellikleridir. Genelde içten pazarlık halindedirler. Kafalarının ardından her zaman gizli bir ajanda vardır. O ajandaya sayısız not düşülür. Sinirlenseler de asla açık etmezler, pasif agresif tavırlar içinde kuruldukça kurulurlar; ama bunu dışa vurmazlar. Yapay bir sırıtışla durumları geçiştirirler.

3. Siyasi ya da Dini Konularda Renk Vermezler


Tam bir orta yol insanıdır. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi her türlü siyası görüşe her türlü dini eğilime adapte olur. Virüs gibi her ortama dahil olabilir ve gerçek rengini kimselere belli etmez. Halk arasındaki deyimiyle politik davranırlar. Net bir taraf tutmaktan ziyade kimseye özel bir koz vermezler. Fakat herkes siyasi ya da ini görüşüyle kafasında kodlanmıştır. Bunu sadece belli etmeme konusunda uzmandır.



4. Zayıf Yönlerinize Odaklanırlar


Siz siz olun sinsi insanlara zayıflıklarınızı açık etmeyin. Zayıf yönlerinizi hissettirdiğiniz an bu size koz olarak geri döner. Kendinizi kötü hissettiğiniz ya da boşluğa düştüğünüz zamanlarda her şeyi daha kolay ifade etmek isteyebilirsiniz. İşte sinsi karakterler tam olarak böyle zamanlar için yaşarlar. Bir yılan gibi size sokulurlar ve derdinizle hemhal olmuş gibi davranırlar. Kanmayın, sinsi insanlara zayıf taraflarınızı göstermeyin. Tabi bunu yaparken yani hayatınızı didik didik ederken kendi özel hayatlarından da asla bahsetmezler. Sizden aldıklarını size vermezler. O konuda kimselere kendi sırlarını açık etmezler. Kendilerini de dünyanın en iyi sır saklayan insanları gibi sunarlar.

5. Size Hemen Bir İyilik Yapıp Veren El Pozisyonuna Geçmek İsterler


Veren El / Alan El ikileminde hemen kendilerine uygun pozisyonu ararlar. Kendilerini genelde veren el tarafına geçirirler ve yaptıkları çeşitli iyilikler üzerinden prim yapmaya çalışırlar. Kendilerini bir üst mertebeye yerleştirirler ve ona bir iyilik borcu olduğunuzu hissettirirler. O yaptıkları ufak iyiliğin bedelini dolaylı yollardan size ödetmeye çalışırlar.

6. Biraz Yüz Göz olursanız Hemen Hayatınıza Müdahale Ederler


Sinsi insanlarla samimiyet çizginizi çok iyi ayarlamanız gerekiyor. Yoksa sonuç tam bir facia olabilir. Samimiyet ve laubalilik arasında gider gelirler. Bu çizgiyi aştığınız anda, hemen hayatınıza karışmaya ve söz sahibi olmaya kalkarlar. En yakınlarınız bile hayatınıza karışamazken samimiyetinizden cesaret alarak yaşamınız hakkında her türlü yorumu yapmaya başlarlar. Bu yorumlar sizi uzun vadede çok rahatsız eder ve üzerinizde bir baskı hissetmeye başlarsınız. Sinsi insanlar zamanla insanın üzerine bir kabus gibi çökerler.



O yükten hemen kurtulmak istersiniz. Sizi mutlu edecek olaylarda dahi olumsuz yorumlar yaparak kafanızı karıştırır. Kötü düşünceleriyle enerjinizi ve tadınızı kaçırırı. İlgisiz olasılıklardan söz ederler ve başka insanlara karşı düşmanca tavırlar sergilemenizi beklerler. Sinsi insanlar başka insanların mutsuzluklarından beslenirler. Bu onların ana motivasyonları gibi bir şey olmuştur. Kendi mutsuzluklarını sanki bu şekilde kapatmaya çalışıyor gibidirler.

7. Samimi Olamazlar


Onların sizi çok sevdiğini düşünmeyin, sinsi insanlar kendilerinden başka hiç kimseyi sevmez ve düşünmez. Bu samimiyetsizi kişiler sizi hep seviyormuş gibi davranırlar. Bu size yanaşmak ve sizden maddi ya da manevi anlamda faydalanmaları adına uyguladıkları klasik bir yoldur. Doğal olmadıkları ve her şeyi planlayarak yaptıkları için mutlu olamazlar, bunun yerine kibirli davranırlar. Zaten bu konuda belli bir deneyime sahipseniz artık bu tip insanların samimiyetsiz yüzlerini daha en baştan görebilirsiniz. Onlar her şeyi miş gibi yaparlar, gerçekten kalplerinde hissettikleri pozitif duygular yoktur. Bu kafalarında dolaşan kırk tilkiyle hiç kimsenin arkadaşlığını ve sevgisini hak etmezler.

8. İyilik Bilmezler


Sinsi insanlar iyilikten bihaberdirler. Başka insanlarını kullanmak ve onlardan türlü iyilikler görmek onlar için rutin bir durumdur. Bu nedenle iyiliğe ulaşmak onlar adına zor bir durum değildir. Bir iyilik yaptığınız zaman yapmacık tavırlarla size teşekkür etmeleri güvenilir bir kriter değildir. Çünkü bu yaptığınız iyiliği tekrar etmediğinizde bir önceki tüm iyilikleriniz deyim yerindeyse çöpe gidecektir. Onun taleplerini yerine getirmediğinizde sizi yaftalamaya başlarlar. Sizin kendinizi vicdanen kötü hissetmenize neden olurlar. Kendileri kötücül oldukları için başka insanları da hep kendi dünyaları üzerinden değerlendirirler. Esasen başkalarına olan derin güvensizlikleri referans aldıkları kalplerinden kaynaklanır.

9. Sizinle Menfaatleri Ölçüsünde Görüşür


Sinsi karakterler tüm görüşmelerini menfaatleri ölçüsünde gerçekleştirirler. Ona bir iyilik yapana kadar size oldukça iyi davranır ve gönlünüzü hoş tutar. Fakat o istediği şeyi elde ettiğinde işler bir anda değişir. Sizi aramayı da sormayı da bir anda kesmeye başlarlar. Onlar için bir şeyler elde edemeyecekleri herkes değersiz ve boştur. Siz ona ulaşmaya çalıştığınızda o çoktan bir başkasının duygularını sömürmeye başlamıştır bile. Bu durum sinsi karakterler için hep böyle kısır bir döngü içinde devam eder.



10. Mutsuz ve Zavallıdırlar


Esasen sinsi insanlar acınası kişiliklerdir. Bu kibrin ve kötü kalbin arkasında derin bir mutsuzluk hali yatar. Siz ne kadar iyi olursanız olun, onlar her zaman sizinle alakalı olarak niyet okumaları yaparlar. Sizinle ilgili çok kolay ve acımasız şekilde yargılar oluşturabilir. Aynı zamanda kavgalardan, tartışmalardan büyük haz alırlar. İyi anlaşan iki insanın kavga etmesi onlar için zevkte Everest noktasıdır. Bu nedenle de insanları arasını açmak adına her zaman ikili oynamaya çalışırlar. Onların bu yönünü keşfettiğiniz andan itibaren yaşamınızdan çıkarmalı ve sonsuza dek bir daha almamalısınız. Ne yazık ki çoğumuzun çevresinde bu özellikleri bünyesinde barındıran sinsi karakterlerden en az bir tane var. Kendilerini değiştirip dönüştürmeden onlara yeni bir şans vermek, en büyük hatalardan biri olacaktır.

11. Güçlüye Taparlar


Sinsi insanlar çoğunlukla güçlü olanın yanında saf tutar. Her iki tarafa da oynar ama finalde her zaman güçlüye yanaşır. Onun gölgesinde aciz bir şekilde varlığını sürdürür. Zayıf ama haklı olanın yanında durmak pek işine gelmez. Kimin doğru kimin yanlış olduğunu bilecek kadar zeki olsalar da güçlüye bağlı olmak, onlarda kronik bir hastalık gibidir.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Bir Manipülasyon Tekniği Olarak: Gaslighting
Gaslighting belki de en acımasız psikolojik işkence metotlarından biri olarak kabul görüyor. Bir tür manipülasyon yöntemi olarak kabul gören Gaslighting ‘in ilkeleri ve içeriği oldukça rahatsız edici türden. Gaslighting kavramı ile ilk olarak 1938 tarihinde rastlıyoruz. Gas Light adı verilen bir tiyatro metni bu kavramın ortaya çıkmasına neden oldu diyebiliriz.



Hatta daha sonra benzer konuda bir de sinema filmi çekildi. İlginçtir ki henüz bu tekniğin bir Türkçe karşılığı yok. Bu nedenle kavramsal olarak açıklamak daha doğru olacaktır. Gaslighting insanın çeşitli oyunlarla beraber kendisinden şüphe etmesini sağlayan etkili bir manipülasyon tekniğidir. Aslında bu rahatsız edici yöntem çoğunlukla narsist kişilik bozukluğu olan bireyler tarafından benimseniyor. Aynı şekilde sosyopatların da bu tip tekniklere ilgisi büyük.


Maniple Edildiğinizi Anlamanız Çok Zor


Gaslighting tekniğinin en ürkütücü yanı ise kurbanın neyin içinde olduğunu asla anlayamaması. Bunun en önemli nedeni de güvenini kazanmış olduğumuz insanlara şüpheyle bakmamamız ve onların sözlerini doğru olarak kabul etmemiz. Dolayısıyla acı bir gerçek ki çoğumuz hayatımızın bir döneminde ufak ya da büyük çaplı benzer manipülasyonlara maruz kalabiliyoruz. Öz saygısını sarsmaya yönelik bir teknik olan Gaslighting güven ve sevgi gibi duyguları sonuna kadar sömürür. Bunu yapmak adına karşı tarafa kendini psikolojik anlamda bağımlı hale getirmesi şarttır.



Bunu başardığı anda kurbanın her sözü yalanlanmaya başlanıyor. Kurban ise bir zaman sonra kendi zihinsel dünyasına karşı güvensizlik hissediyor. Öz saygısını yitirmeye başlıyor. Sağlıklı ve analitik değerlendirmelerden uzaklaşıyor. Kurban için kurduğu her cümle sanki yanlışmış gibi bir durum oluşuyor. Dolayısıyla kontrolün tamamını kendisini o an manipüle eden kişiye kaptırıyor. İyice sinip kontrolü kaybeden kişi, tamamen köşeye sıkışıyor. Artık bu noktadan sonra işi terse çevirmek olanaksız bir hale geliyor.




Gaslighting Teknikleri


Gaslighting konusunda farklı metotlar söz konusu olabiliyor. Genelde kişi kurbana sözlü bir şekilde bir şeyi ifade ederken tekrarları farklı stillerde aktarır. Bu tekrarla kişinin kafasını karıştırmaya yeter. Diğer yöntem ise eşyaların yerlerini çaktırmadan değiştirmek ve bir süre sonra da eski yerlerine geri koymak. Bu durumda kurbana halüsinasyon gördüğüyle ilgili bir vurgu yapılır ve onun kendinden şüphe etmesi sağlanır. Bu basit gibi görünen yöntemler bile kişinin kendine olan saygısının azalmasına neden olur. Bunun yanında kurbana bir şeyi söylerken oldukça sert bir tonu kullanmak, ama nazik bir ses tonuyla bir dakika sonra bunu inkar etmek akıllıca bir yöntemdir. Bu durumlarda kişi kendini, her şeyi yanlış anlayan negatif biri olarak görmeye başlar. Örnekler genelde bu minvalde çoğaltılabilir; ancak temel mantık hep aynıdır. Kurban karşıdaki kişiyi güçlü şekilde manipüle eder ve nihayetinde öz saygısını yitirmesini sağlar. Bu şekilde ipleri eline alır ve kontrolü sağlar.



Bir başka Gaslighting örneği daha verelim. Örneğin kurbanı ortada hiçbir sebep yokken bir durumla ilgili şüphelendirdiniz. Mesela kendisini aldatmış olan bir eşmiş gibi bir his yarattınız. Bir zaman sonra bu şüpheler kurbanın kafasında farklı bir noktaya evirilecektir. Kurban kanıtlayamadığı her şüpheden sonra, kendisini suçlamaya başlayacaktır. Aldatma düşüncesini kafasında kurduğunu ve büyüttüğünü düşünecektir.




Problemli olduğuna kendini ikna eden kişi rasyonel anlamda kendisinin ortaya attığı hiçbir fikre sahip çıkamayacaktır. Bir başka örnek ise kurbanı çeşitli şakalarla aşağılamak, ona hakaret etmek, bir reaksiyon verdiğinde de bunun basit bir şaka olduğunu ifade etmek. Aslında bu savunmayla beraber kurban kendisinde ciddi bir aşağılık kompleksi olduğunu düşünmeye başlayacaktır.

Çoğumuz Uyguluyor ya da Maruz Kalıyoruz


Günümüzde Gaslighting metodu genelde küçük çaplı olarak gerçekleşir. Örnekleri incelediğimiz zaman aslında gündelik yaşamda ne kadar karşımıza çıkabilecek düzeyde olduklarını görebiliriz. Dolayısıyla bizler de çok defa başkalarına bu yöntemi uygulamış ya da bu uygulamaya maruz kalmışızdır. Kurban olarak böyle bir durumu fark etmek sahiden de çok güçtür. Bu tip durumları genelde dışarıdan görmek ve tespit edebilmek daha kolay olabiliyor. Manipülasyona maruz kalan insanlar çoğunlukla özür dilemeye kalkarlar. Yanlış bir şey yapmamışsa bile özür dilemek rutin bir hastalığa dönüşmüştür. Aynı zamanda kişisel olarak kolay kolay kararlar alamazlar. Başkalarının onları yönetmelerini beklerler. Bu durum öz güven eksikliğiyle de doğrudan ilişkilidir.



Diğer yandan içine kapanmaya başlarlar ve kendilerini ifade etmekte zorlanmaya başlarlar. Konuştukları anda potlar kıracaklarını düşünürler ya da kendilerini etkili şekilde ifade edemeyeceklerini düşünürler. Bu işin kurban tarafıydı, bir de Gaslighting yöntemine başvuran kişilere bakalım. Bu tip kişiler tam anlamıyla birer manipülasyon uzmanıdır. Kendilerini savunma anlamında çeşitli klasik cümleleri vardır. “Ben öyle bir şey asla söylemedim. Olayları abartıyorsun. Bu hale beni getiren sensin. Sana bağırmadım, sana kırıcı bir şey söylemedim. Her zaman beni suçlamayı tercih ediyorsun. Hayır yanlış anımsıyorsun” bu cümlelerden sadece bazılarıdır.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Güçlü Kadınları Farklı Kılan Özellikler Nelerdir?
“Güçlü kadın” tabiri son zamanlarda herkesin dilinde. Peki bir kadının “güçlü” olarak tanımlanmasına yol açan nitelikleri nelerdir? Hangi özellikleri onu güçlü kılar? İlişkisi sona erdikten sonra, tek başına sağlam bir şekilde ayakta kalabilmesi mi yoksa kendi gerçekleri için hiçbir şeyden ödün vermemesi mi? Sizler için güçlü karaktere sahip olan kadınların en temel özelliklerini bir araya getirdik.

1. Haklarını Her Koşulda Ararlar


Kadınlar, erkek egemenliğinin hakim olduğu bir toplumsal düzende ne yazık ki büyük bir dezavantajla doğarlar. Seçme ve seçilme hakkının bile bir lüks olarak sunulması, kadına bakışın en bariz göstergesi olsa gerek. Kadınlar ya aldıkları eğitim neticesinde ya da yaşamında elde ettiği deneyimler neticesinde kendilerini daha bilinçli, öz güvenli ve en önemlisi güçlü hissedebiliyor. Türkiye’de ve dünyanın pek çok ülkesinde kadınlar için ekonomik bağımsızlık, deyim yerindeyse düşüp kalkmadan, bazı haksızlıkları görüp mücadele etmeden kazanılmıyor.


Güçlü kadınların en bariz özelliği haklarını her zaman ve her koşulda arayabilmeleridir. Özellikle daha önce bir konuda haksızlığa uğramışsa ve bu konuda ciddi bir bedel ödemişse, ikincisine asla fırsat tanımazlar. Haklarını sorgularken kimseden çekinmezler, seslerini yükseltmekten korkmazlar.

2. Şikayet Ederek Yaşamazlar


Dünyada iki tür insan vardır. Birincisi sürekli bahane üreten ve şikayet eden, ikincisi ise bu şikayetleri ortadan kaldıran, çözüm üreten kişilerdir. Güçlü kadınların ikinci grupta olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bahaneler üretmek, bir şeyi elde etmek adına hiçbir çözüm üretmeyecektir, bunu en iyi onlar bilir. Şikâyet yerine olumsuz durumlar karşısında harekete geçerler ve en sonunda da muhtemelen sonuç alırlar.

3. Dilediklerini Yaparlar


Güçlü kadınlar için bir şeyi istemek ve kafaya koymak yeterlidir. Onu başarmak için tüm odaklanmayı sağlarlar. Bazen eşine, bazen sevgilisine ya da ailesine bu uğurda karşı çıkar. Tatile çıkmak istiyorsa kimseden onay beklemez. Başkalarının isteklerini ya da beklentilerini değil kendi taleplerini düşünerek harekete geçerler.

4. Bir Şeyi Zorunluluktan Dolayı Yapmazlar


Toplumsal dayatmalarla ilgilenmezler. Bu nedenle bu yaşa geldi evde kaldı gibi cümlelere kulakları kapanmıştır. Kendilerini bir konuda mecbur hissetmezler. Bu tip toplumsal tuzaklara ya da baskılara kapalıdırlar. Dul yaftası yemekten kurup boşanmaktan geri adım atmazlar. Evliliği sürdürme konusunda kendilerini mecbur hissetmezler. Bir şey onlar için sürdürülemiyorsa, noktalanmalıdır. Kararları başkalarına göre vermezler.



5. Ekonomik Açıdan Özgürdürler


Bu belki de en kıymetli ve özel madde diyebiliriz. Bugün erkek şiddetinin ve egosunun temelinde kadını ekonomik olarak kendine muhtaç duruma getirmek yatıyor. Kadın ekonomik açıdan özgürleşmezse, hiçbir açıdan kendini özgür hissedemez. Bir şeyler başarabildiğini, hayatını idame edebileceğini, erkeğe maddi açıdan muhtaç olmayacağını bu şekilde göstermiştir. Bu onun için bir meydan okumadır. Ekonomik özgürlüğünü eline alamayan kadınlar, erkeğin boyunduruğu altında ezilir ve ekonomik tehditlerle hayatını geçirmek zorunda kalır.

6. Yalnızlık Onları Korkutmaz


Güçlü kadınları yalnız kalmakla tehdit edemezsiniz. Çünkü bu onları korkutan bir durum değil. Onlar her koşulda tek yaşayabilir. Gerekirse evdeki tüm işleri tek başlarına yapabileceklerinden emindirler. Yalnız kalmak onlar için bir zaaf değildir. Belli ölçüde yalnız olmanın avantajlarını kullanırlar, kendilerine daha fazla odaklanırlar.

7. Kararlarını Başkalarına Göre Vermezler


Karar mercii tamamen kendileridir. Başkalarını mutlu etmek adına saçma sağan kararların altına imza atmazlar. Doğru ya da yanlış, sonuçta kendi verdikleri kararlardan sorumlu olmak isterler. Özgür iradesini sonuna dek kullanmak ve hatırlatmak ister.



8. Kendilerine Zarar Veren İnsanları Yaşamlarından Hemen Silerler!


Güçlü kadınların duygusal zaafları ya da acabaları yoktur. Kesin hükümler verirler ve bu konuda nettirler. Zarar veren insanları tam anlamıyla bir virüs gibi görürler. Bu virüs daha fazla yayılmadan onlardan kurtulmak isterler. Zaten yeni birileriyle tanıştıklarında onların negatif ve pozitif taraflarını tartar ve ona göre bir samimiyet geliştirir. Omuzlarında yük olacak insanları daha fazla taşımazlar.

9. Kendilerini Önemserler


Güçlü kadınlar başkaları kadar kendilerine de vakit ayırmayı bilirler. İşten çıktıktan sonra bir sosyal yaşamı vardır. Arkadaşlarıyla eşiyle dostuyla planlar yapar, ona fayda sağlayacak etkinliklere dahil olur. Ne yapar ederler, kendine o zamanı yaratmayı bilirler. Hayatın koşuşturması arasında kendini ihmal etmezler.

10. Sil Baştan Yapmayı Bilirler


Güçlü bir kadın için bir şeyi sil baştan yapmak doğal bir durumdur. Bir çırpıda emeklerini elinin tersiyle itebilir ve her şeye sıfırdan başlayabilir. Bu nedenle de sıklıkla radikal kararlar alabilir. Konfor alanlarının dışına taşmak onları korkutmaz. Daha iyisi için sıradan olanı hiç düşünmeden yok edebilirler.



11. Arkadaşlarına Rehberlik Ederler


Arkadaşlarına yol göstermek güçlü kadınların en temel özellikleri arasında yer alır. Bu yüzden derdi tasası olan genelde ilk önce ona gelir. Her şey için makul çözümleri ve önerileri vardır. Deneyimlerini yaratıcı ve rasyonel fikirlere dönüştürme becerisi yüksektir. Kadınlar arasında bir nevi akıl hocası olarak görülür.

12. Derindirler


Güçlü kadınlar elbette kendi güzelliklerinin farkındadırlar; ancak bununla ön planda olmak onlar için çok da motive edici değildir. Güçlü kadınların farkındalık düzeyi yüksektir. Sorumluluk bilinciyle çevresindeki sorunlar üzerine derinlemesine kafa yorarlar. Hayat yakışıklı bir adamla beraber olmaktan ibaret değildir, bunun gayet farkınadırlar. Vücutlarına değil beyinlerine yatırım yaparlar. Entelektüel altyapıları ve duruşları sağlamdır.

13. Kendileriyle Barışıktırlar


Fazla kilolarmış, selülitlermiş, bunların hep boş konular olduğunu herkesten çok iyi bilirler. Bu nedenle de her daim kendileriyle barışık olmayı seçerler. Her durumda her şartta kendilerini önemserler. Pozitif duruşlarıyla güzellikleriyle zaten etrafa ışık saçarlar. Aynalara küsmek, onların kitabında yazmaz. Böyle bir sürecin öz güvenlerini zedelemesine izin vermezler.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Duygusal Zekanızı Geliştirmek İçin Altın Öneriler
Duygusal zeka kavramına özellikle son dönemlerde sıklıkla rastlıyoruz. Duygusal zeka, insanların duygularını kontrol etme ve yönetebilme konusundaki becerilerini ifade eder, zekadan bağımsız olarak değerlendirilen ve tümüyle kendine ait dinamikleri olan duygusal zeka EQ olarak adlandırılıyor. Duygusal zeka hem sosyal yaşamınızda hem de iş ve aile yaşamınızda size çok ciddi katkılar sunar. Yaşamda başarılı ya da mutlu olmanın altın kurallarından biri de iyi bir duygusal zekaya sahip olmaktır. Duygusal zekanızı geliştirecek altın önerileri şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Önce Kendinizi Tanımalısınız


Duygusal zeka, duygularını kontrol edebilme ve başkalarını bu boyutta algılayabilme, onlarla empati kurabilme becerisini ifade eder. Neyse ki duygusal zeka da diğer zeka türleri gibi dinamik bir zeka türü. Yani duygusal zekayı geliştirmek mümkün. Tabi bu sürece önce kendinizi tanıyarak başlamalısınız. Herkes kendisini çok iyi tanıdığını düşünür. Oysa bu belli yanılgılar içerir. Korkularınızı, zaaflarınızı, eğilimlerinizi doğru şekilde analiz etmeden duygularınıza yön veremez, onları kontrol edemezsiniz. Hedeflerle karakterinizin ne ölçüde uyuştuğunu görmek için kendinizi doğru değerlendirmelisiniz. Kendinize yaşamınızla ve beklentilerinizle alakalı bazı sorular sorun, alacağınız cevaplara göre kendinizi ne kadar iyi tanıyıp tanımadığınızı görebilirsiniz.


2. Duygularınızı Kontrol Etmeye Başlayın


Duygusal zekanın en kilit noktası duyguları kontrol edebilmeyi öğrenmek ve alışkanlık haline getirmek. Gerçekten bu konuda iyi yol almak istiyorsanız farkındalık duygunuzu artırmak zorundasınız. Örneğin belli korkularınız var bu sizi frenliyor. “Bu korkuyu kabul ediyorum ama yine de o eylemi yapak zorundayım” demelisiniz. Korkularınıza karşı bile kontrolün tamamen sizde olduğunu kavramalısınız.

3. Olumsuz Düşünmeyin


Duygusal zekaya ilişkin en önemli ölçülerden bir tanesi de bu. Olumsuz düşünce biçimlerini bertaraf etmeyi öğrendikçe duygusal zekanızın da arttığını göreceksiniz. Olumsuz durumları ya da düşünce kalıplarını yönetebilmek öyle pek kolay bir süreç değildir. Bunu başarabilmek size çok ciddi bir avantaj sağlar. Negatif düşünmenin size hiçbir şey kazandırmayacağını bilmelisiniz. Duygusal zekanızın güçlü olmasını talep ediyorsanız zihninize yerleşmiş olan kötü düşünceleri dışarıda tutmalısınız. Bu düşüncelerin yerine ise pozitif düşünceleri yerleştirmelisiniz.

4. Eleştirileri Önemseyin


Eleştirilere kapalı kalmayın. Bu sizi hem itici ve kibirli yapar, hem de kendinizi sağlıklı şekilde değerlendirmenize engel olur. Size hep doğru görünen noktalar dışarıdan çok daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilir. Eleştiriler kendinizle alakalı farkındalık düzeyinizi belirler. Size olumsuz bir şey söylendiğinde kulaklarınızı kapatmak yerine daha dikkatli dinlemeye çalışın. Bu durum, kendinize dair yeni şeyler keşfetmenize yardımcı olacaktır.

5. Eylemlerinizin Sonuçlarını Hesaplayın


Ne yazık ki çoğumuz bir karar alırken ya da bir konuya tepki verirken olası sonuçlarını çok iyi hesaplayamıyoruz. Davranışlarınızın ne tür sonuçlar doğuracağını doğru hesaplamak duygularınızı daha akıllıca kullanmanıza yardımcı olacaktır. Bunu öngörü ile ilişkilendirme doğru olacaktır. Bir adım atmadan önce sakin ve sağlıklı düşünürseniz yaşayacağınız pişmanlıkların sayısı ciddi anlamda azalacaktır.

6. Daha Fazla Empati Yapmaya Çalışın


Empati yapabilmek duygusal zekanın temel taşları arasında yer alır. Aşka insanların yerine kendinizi koyabildiğiniz ölçüde bu eğiliminizi geliştireceksiniz. Karşınızdaki insan ne düşünüyor olabilir, bu eylemi neden yapmış olabilir, bu kararların ona ne getireceğini düşünüyor olabilir, şu anda neden bu şekilde davranışlar sergiliyor gibi sorulara cevaplar aramayı alışkanlık haline getirin. Ön yargılarınızı rafa kaldırın.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Bu Psikolojik Gerçekler Hayata Farklı Bakmanızı Sağlayacak!
İnsan psikolojisi tam anlamıyla derya deniz. Hatta şu ana dek yapılan psikolojik deneyler ya da araştırmalar bile bu potansiyelin ancak yüzeyini kapsıyor diyebiliriz. Karmaşık bir denkleme benzetebileceğimiz insan psikolojisi kendi içinde büyük gizemler barındırıyor.



Psikolojik durumlarının çeşitliliğini milyonlarla ifade etmek olası. Önümüzdeki dönemlerde psikoloji biliminin ortaya çıkaracağı çok sayıda gerçeğin olduğu kesin. Bu yazımızda en azından şu ana dek bu özel bilim dalının keşfettiği bazı gerçeklerle sizi tanıştıracağız. Hazırsanız arkanıza yaslanın ve derin bir nefes alın, başlıyoruz.


1. Günümüzde Ortalama Bir Ergen 70 Sene Önce Akıl Hastanesinde Yatan Bir Akıl Hastasıyla Benzer Endişelere Sahiptir


Sert bir başlangıç yaptığımızın farkındayız; ancak psikoloji biliminin ortaya döktüğü gerçekler ne yazık ki acıdır. Yapılan araştırmalara göre ortalama 10 senede bir çocuklarda ya da yetişkin insanlarda kaygılanma eğilimi istikrarlı şekilde büyüyor. Bunun da belli gerçekçi nedenleri bulunuyor. Örneğin artık eskiden olduğu gibi sosyal kısıtlamalara karşı duyarlı değiliz. İş hayatımızda daha kolay değişiklikler yapabiliyoruz.



Sosyal yaşamın içinde eskiden olduğu gibi yer almıyoruz. Gittikçe daha geç yaşlarda evlenmeye başlıyoruz, yalız kalmayı yalnız vakit geçirmeyi istiyoruz. Zengin olmakla alakalı istekleriniz var ancak buna nasıl ulaşacağımızı bilemiyoruz, iyi bir ilişki yaşamak istiyoruz; ancak sevgilimize ne şekilde davranmamız gerektiği konusunda eksiklerimiz var. Artık her yerde çok daha fazla kan dökülüyor, daha fazla öfke daha fazla şiddet eylemi ve savaş var. Bu da bizler için dünyayı artık yaşanmaz kılıyor, buranın kaygı verici, tehlike uyandırıcı bir yer olduğunu düşünmeye başlıyoruz.

2. Katil Ne Kadar Zeki Olursa Olsun Bir Cinayet İtirafı Ortalama 3 Saati Geçmiyor


Çarpıcı bir psikolojik gerçek daha! Bir katile cinayeti işlediğini itiraf ettirmek pek kolay görünmez. Ancak belli tekniklerle ne kadar zeki olursa olsun bu kişiye bu itirafı yaptırmak 3 saatten fazla sürmüyor. Üstelik bu itirafı sağlarken herhangi bir şiddet eyleminden beslenmeye gerek yok. Sadece arkadaş ortamında, baskısız bir atmosferde bile bu itirafı yaptırmak olası. Fakat bazen de bir insanı işlemediği bir suça ikna edebilirsiniz. İşte zaten de asıl çarpıcı olan budur.



Olayları hatırlama süreçlerinde her defasında yeni imgeler ekleriz, onları sanki yeni baştan yazarız. Sorgulama memuru bazı detaylara hakimse sorgulama esnasında bu kişinin yaşamına ilişkin bazı sahte bilgiler ekleyerek hafızayı yeniden oluşturması mümkün. Kulağa pek inandırıcı gelmese de belli tekniklerle soruşturmanın sonunda kişi örneğin eski bir hırsızlık suçunu kabul edebilir, geçmişte işlemediği herhangi bir suçu yapmış gibi hatırlayabilir. Zaten bu konuda yapılan deneylerde pek çok katılımcı geçmişte asla dahil olmadıkları belli suçları kabul etmeye başlamıştır.

3. Buluşmaya Köpekle Gitmek Aşkı Bulmanıza Yardımcı Olacaktır!


İlk buluşmalar her zaman çok kritiktir. Örneğin buluşmaya köpeğinizle beraber giderseniz sonucun başarılı olma ihtimali son derece yüksek. Köpekle beraber hareket eden bir insana yanaşmak insanda bir güven duygusu oluştururmuş. Fransa’da yapılan bir araştırma, köpek sahibi insanlara telefon numarası verme konusunda kadınların ortalama 3 kata daha fazla eğilimli olduğu gerçeğini gösteriyor.



4. En Sevilen Şarkılar Hayatımızın En Önemli Anlarıyla Bağlantılıdır


Yapılan psikolojik araştırmalarda insanların “Hayatımın şarkısı” ya da “En sevdiğim şarkı” şeklinde belirttiği şarkılar ile gerçek yaşamları arasında özel bir bağ olduğu görülüyor. Size en çok dokunan şarkılarla kişisel yaşam hikayeniz arasında mutlaka bir bağ söz konusu. Hayatınıza yön veren bir olay, bir kişi ya da bir an, bu şarkının bir tarafını oluşturuyor. Hemen şimdi en sevdiğiniz şarkıyı düşünün, bunun böyle olduğunu göreceksiniz.

5. Kimi Kişiler Mutlu Olmaktan Kaçarlar


Kulağa çok ilginç gelebilir ancak bu gerçek. Bazı insanlar yaşamlarının belli dönemlerinde mutlu olmaktan huzurlu olmaktan kaçınırlar. Bu psikolojinin altında, mutlu olduğu dönemlerde başa bir şey gelecek kaygısı yer alır. Bu nedenle de doğrudan mutlu anlardan uzak kalmayı tercih ederler. Bu tip insanların genelde mutsuz ve içe dönük olduklarını görürsünüz. Sosyal olmaktan başka insanlarla diyalog halinde olmaktan hastalıklı biçimde korkarlar.

6. Telefon Kaybeden İnsanın Yaşadığı Stres Terör Saldırısındaki Stresle Eşdeğer


Modern çağ insanları için cep telefonu gerçek anlamda bir devrimdir. Özellikle akıllı telefon teknolojilerinin yaygınlaşmasından sonra bu özel cihazlar tam anlamıyla elimiz ayağımız olmaya başladı. Cep telefonuyla yapabileceklerimizin artık bir sınırı yok diyebiliriz. Bu nedenle tüm kişisel bilgilerimizi de içinde barındıran cep telefonlarımızı bir hazine gibi görüyoruz. Onu kaybettiğimiz an yaşadığımız stres, terör saldırısında yaşanabilecek stres düzeyiyle eşit. İşten kovulma korkusu, hastalıklar ya da doğal felaketler, insanın yaşadığı en büyük stres nedenleri olarak görülüyor.

7. Günlük Tutun, Fiziksel Sağlığınızı Koruyun


Özellikle ciddi bir depresyon sürecinin içinden geçen insanların günlük tutması ciddi faydalar getirebilir. Günlük tutmak sadece ruhsal anlamda değil fiziksel anlamda da bizi iyileştirir, güç verir. Örneğin stresle baş etme noktasında günlük tutmanın ciddi bir etkisi vardır. Ayrıca dolaylı yoldan bağışıklık sistemimizin güçlenmesine yardımcı olur. Küçük de olsa mutlu anları bir kağıda not etmek sizi ruhsal ve fiziksel anlamda diri tutacaktır.



8. Yaratıcı Olmanın Yöntemi: İyi Değil Çok Fikir Üretmek


Yaratıcı olmak için pek çok insan seçici davranır. Oysa bu yanlış bir tutumdur. Yaratıcılığın yolu fikir sayısının artmasından geçer. Saatlerce düşünüp iyi bir fikir aramak yerine kötü de olsa onlarca fikri bir kağıda not almanız sizi o en doğru fikre götürecektir. Aklınıza gelen tüm iyi kötü fikirleri ayırt etmeden not edin ve sonra kendinize kısa bir mola verin. Geri döndüğünüzde yazdığınız fikirleri daha sağlıklı şekilde değerlendireceksiniz.

9. Park Yürüyüşleri Sizi Mutlu Eder


Doğayla bütünleşmek kişiyi her zaman rahatlatır ve mutlu eder. Kendinizi iyi hissetmek adına en azından evinizin çevresinde yer alan parklarda basit yürüyüşler yapmak bile size nefes aldıracaktır. Uzmanlar günde 20 dakikalık bir yürüyüşün rutin bir alışkanlığa dönüşmesi gerektiğini savunuyor. Parkta illa ki yürümek istemiyorsanız sadece oturarak da vakit geçirebilirsiniz. Doğayı mikro düzeyde bile hissetmek size enerji verecektir.

10. Arka Fonda Çalışan Müzikler Yaratıcılığınızı Olumsuz Etkiler


Bazı insanlar çalışırken müzik dinlemeye bayılırlar; ancak araştırmalar bunun yaratıcılığı besleyen bir unsur olmadığını tam aksine odaklanmayı engellediğini gösteriyor. Hangi dilde ya da hangi türde müzik dinlerseniz dinleyin yaratıcı olmaktan uzaklaşırsınız. Uzmanlar çalışırken değil de mola anlarında müzik dinlemenin daha faydalı olacağını savunuyor.
 
osmanke Çevrimdışı

osmanke

BELKİ SARAYIMIZ YOKTU AMA BİZ HEP KRAL,DIK
Yönetici
Kurucu
7 Haz 2019
3,053
8,631
113
59
TR,İSTANBUL
Kek Yapmanın Püf Noktaları





En güzel kekler hep sizin olsun diye, kek yapmanın en temel kurallarından, ünlü şeflerin hep kendilerine sakladıkları o gizli sırlara kadar çok güzel bir püf noktaları ile dolu bir yazı hazırladık sizler için.



Artık en kabarık, en yumuşacık, en mis gibi kokan kekler sizin mutfağınızdan çıkacak emin olun. Bugüne kadar yaptıklarınız kalıptan çıkmıyorsa, pufff diye sönüp gidiyorsa, taş gibi sert oluyorsa bu önerilere kulak vermenin vakti geldi demektir.

Yeni başlayanlara bile harika kekler yaptıracak püf noktaları bunlar...






1- Kekin olmazsa olmazlarını iyi tanımalısınız :


Bir kekin olmazsa olmaz malzemeleri; yumurta, toz şeker, süt, sıvı yağ gibi temel bir sıvı, kabartma tozu ve tabii ki un.




Taze meyveler, kuru meyveler, vanilya, tereyağı ya da diğer baharatlar işin ikinci planında kalsın bir süreliğine. Unsuz, yağsız, şekersiz kekler hazırlamak da elbette mümkün.

Pişirmiş olduğunuz kekin yumuşak ve kabarık olması için, yumurta sarısı ve şekerin ayrı ayrı çırpılması gerekmektedir.




2- Bu malzemelerin ısısına dikkat etmelisiniz :

Bütün malzemelerin özellikle tereyağı ve yumurtanın oda sıcaklığında olması gerekmektedir.

Kek malzemelerini keke başlamadan 15 dakika önce dışarıda bırakmalısınız. Bu sayede kekiniz doğru pişecek ve kabarık kıvamına erişecektir.



3- Tarifte yazan malzemeleri kullanırken oranlara dikkat etmelisiniz :

Tarifi düzgün şekilde okuyarak doğru oranlarda malzemeleri tezgahın üzerine dizmelisiniz. Klasik bir kek yapacaksanız ortalama 200-240ml'lik su bardaklarını kullanarak ölçüleri ayarlayabilirsiniz.

Yemek kaşıklarını da ölçü şeklinde kullanabilirsiniz.




Örnek ölçüler:1 su bardağı un = 140 gram, 1 su bardağı toz şeker = 200 gram, 1 çay bardağı toz şeker = 110 gram, 1 su bardağı sıvı = 240 mililitre (ml) (süt, su, sıvı yağ gibi sıvılar), 1 yemek kaşığı un = 9 gram



4 - Keki fırına koymadan önce fırını ısıtmalısınız :

Keki yapmadan önce fırınınızı 180 dereceye getirmelisiniz. Kekinizi soğuk fırına verdiğinizde istediğiniz lezzeti alamayabilirsiniz.






5 - Şeker ve yumurtayı güzel bir şekilde çırpmalısınız :

Yumurtaları kaba kırıp,üzerine şeker ilave edin ve düzgün biçimde karıştırmaya başlayın. Dakikalarça çırptıktan sonra şekerin tamamen eridiğinden emin olun.



6- Unu malzemelerin içine katmadan önce elemelisiniz :

Süt ve sıvı yağı malzemelere kattıktan sonra karıştırın.

Kekin güzelce kabarmasını istiyorsanız un ve kabartma tozu gibi malzemeleri eleyerek ilave etmelisiniz.




7- Kuru malzemeleri ekledikten sonra karıştırıp çırpmamalısınız :

Kuru malzemeler eklendikten sonra çırpıcınıza biraz ara vermeniz gerekiyor. Elinize almış olduğunuz spatula ile un kırıntısı ve un topağı kalmayacak şekilde malzemeleri birbirine yedirin.



8 - Kekin kaptan kolay çıkması için bunlara dikkat etmeniz gerekmektedir :

Kekiniz hazır hale geldi. Şimdi tek yapmanız gereken şey pişirme aşamasında dikkatli olmanız.

Pişecek olan kekinizi borcama ya da kalıba boşaltmalısınız.




Kek kalıbının yada borcamın içini güzelce yağlayıp üzerine bir kaç tutam un serpmelisiniz. Bu yöntemi uyguladığınızda kekiniz piştikten sonra kolayca çıkacaktır.



9 - Kekinizin pişip pişmediğini kürdan yardımıyla kontrol edin :

Kekinizi fırından çıkarttıktan sonra temiz bir kürdanı batırın, kürdan temiz çıkarsa kekiniz oldu demektir.





10 Piştikten sonra oda sıcaklığında dinlendirmelisiniz :

Keki fırından çıkarttıktan sonra hemen tüketmek yerine 15-20 dakika boyunca oda sıcaklığında bekletmelisiniz.




Bu küçük sırları da asla unutmayın :


  • Keki hazırlarken 1 – 2 damla limon sıkarsanız kekin kabarmasında etkili olur.
  • Keki süt ile yaparsanız, kekiniz daha ıslak görünümlü olur. Islak kek, kakaolu kek ve buna benzer kek yaparken sütü tercih etmeliyiz.
  • Keki yoğurt ile yaparsanız, kekiniz daha kuru ve sert olur. Genelde sade kekler yoğurt ile birlikte yapılır.







Bu önemli bilgi ve yöntemlerden daha fazla kişinin faydalanması için, beğenip, paylaşmayı unutmayın lütfen...
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici